29 Eylül 2008 Pazartesi

kendra shaw

savunma bakanlığının pegasus'a atadığı bir subay olarak karşımıza çıkan kendra shaw'ı ilk ve son kez battlestar galactica razor adlı televizyon filminde görüyoruz. nitekim olaylar da onun gözünden seyirciye anlatıldığından, bu öykünün baş karakterlerinden biri diyebiliriz kendisine.

scorpio gezegeninde bulunan pegasus'a vardı ve amiral helena cain'in emri altında girdi. kısa bir süre sonra on iki koloniye saldırılar başladı ve pegasus da cylon gemilerinden ağır darbeler alıyordu. pegasus'un kurtulma şansı olmadığını bilen cain, shaw'a çok riskli kör sıçrayış emri verdi ve shaw tereddüt ederek de ols bu emri yerine getirdi. bu da onların kurtuluşları oldu.

emrini derhal yerine getirmediği için uyarılan shaw'a cain, kriz anlarında tereddüt etmemesini ve gerektiğinde bir ustura kadar keskin olmasını öğütlemişti. nitekim bu sözleri shaw'ın hayatının sonuna kadar ona yön verdi. zaten cain her daim komutasındaki bu genç subayı takdir etmiş ve gelecekte kendi yerinde görmüştü.

saldırı sonrası yazılım mühendisi gina inviere ile birlikte bilgisayar ağını onarırlarken sadece onda olan erişim şifresini inviere'e duyduğu güven (cain güvendiği için) yüzünden ona verdi. kısa bir süre sonra da cylon saldırısı başladı. ancak çıkan kargaşa sırasında bir number six kopyasını öldürdü ve inviere'in aslında bir cylon olduğunu keşfederek, bunu derhal cain'e bildirdi.

pegasus bir grup sivil gemisiyle karşılaşınca cain, askeri koşulların önceliği nedeniyle bu gemideki yararlı mürettabatın, gerekli yedek parçaların ve kaçışta hayati önem taşıyan ftl sürücülerinin pegasus'a naklini emretti. bu görevin başına da pegasus'un xo'su jack fisk ve kendra shaw'ı getirdi.

siviller askerlerin niyetlerini anlayınca direndiler ve cain bu sefer de direnenlerin ailelerinin gözleri önünde öldürülmesini emretti. bu korkunç emri direniş başlamasına karşın kimse uygulamamıştı ancak shaw silahsız bir sivili vurdu ve bu dokuz sivilin daha ölümünü tetikledi. shaw tıpkı cain gibi doğru anda tereddüt etmemesi gerektiğini düşünmüştü ancak bu olayın etkisinden asla sıyrılamadı, uyuşturucu kullanmaya başladı. gene de cain doğruyu yaptığı için onu tebrik etti ve terfi etti.

cain'in gina inviere tarafından öldürülmesi sonrasında yerine geçen jack fisk ve barry garner'a itaat etmedi ve asi davranışlarda bulundu. sonunda bu yetenekli asker mutfak görevine verildi.

lee adama, pegasus'un komutanı olarak atanınca kayıtları inceledi ve shaw'ı mutfak görevinden ikinci komutanlığa terfi etti. katı tavırlarıyla dikkat çeken shaw iyi bir asker olduğunu gene gösterdi. başka bir sivri uç olan asi viper pilotu kara thrace ile yıldızı hiç barışmadı ve her daim resmi bir ilişkisi oldu.

ilk hybrid'i koruyan ve gardiyanlar olarak bilinen eski centurionların ana gemisini yok etme görevinde lider olarak görev aldı. hedef ana gemiye nükleer bomba yerleştirmek ve sonrasında bunu uzaktan patlatmaktı. gemi içindeki çatışmalar sonrası shaw ağır bir şekilde yaralanmıştı.

nükleer bombanın elle patlatılması gerekince bunu kimin yapacağı kararı pegasus'un komutanı lee adama'ya düşmüştü. şaşırtıcı bir şekilde bu dönüşü olmayan görevi gerçekleştirmesi için kara thrace'i seçti. ancak zaten yaralı olan ve yaşadığı olaydan beri kendini ölmüş hisseden shaw, daha fazla yaşamak istemiyordu. thrace'in gitmesini emretti ve bomba ile birlikte geride kaldı.

burada ilk hybrid ile karşılaşan shaw, hybrid'in son kehanetlerini duydu. hybrid, kendisine çocuklarının tanrı dediğini söylüyor ve meşhur "all has happened before and it will happen again" cümlesini dile getiriyordu. ayrıca starbuck'ın insan ırkını sonuna götüreceğini ve onun ölümün habercisi (the harbinger of death) olduğunu, insanların onu izlememesi gerektiğini iddia etti. shaw bunları lee adama'ya iletemeden iletişim kesildi ve o da bombayı patlattı. böylece ilk hybrid ve koruyucuları eski model cylon centurionlar da yok oldu.

karakteri hong kong doğumlu oyuncu stephanie jacobsen canlandırdı.

Hiç yorum yok: