9 Aralık 2008 Salı

cylonlar ve din

insanların politeist inançlarına karşılık cylon inanışında tek ve gerçek tanrının odağında monoteist bir inanç sistemi görüyoruz. cylon inanç sistemi semavi dinlerle pek çok açıdan benzeşiyor.

ateist cylon modeli number one haricinde özellikle number six ve number two modellerinin son derece dindar ve kader odaklı olduklarını görüyoruz. number six, on iki koloninin yok olması dahil yaptığı her türlü yıkıcı eylemi "god's will" yani tanrının isteği olarak nitelendirirken, bir yandan da kim ne yapmış olursa olsun tanrının yolundan gittiği sürece affedildiğini vurguluyor. bu da dini öğeleri kullanıp, tanrının planını uyguladığını iddia eden pek çok politikacının başkalarını yok etmek ve hiçe saymak pahasına istediğini yapmasıyla son derece benzeşiyor.


number two, cylon modelleri içinde en kehanet ve sezgi yolunu seçen model. hatta kimi zaman tuhaf kimi zaman ise anlamsız gelebilecek felsefi konuşmalarının gerekçesi olarak tek tanrının yüzünü görmesi olarak açıklıyor. ona göre "tanrının yüzünü gören deliliği de bilir". ancak şu bir gerçek ki, hakkında pek çok kehanet bulunan kara thrace'in yazgısını en baştan beri "bilen" ve onu bu yolda teşvik edip destek veren de oydu.

tıpkı pythia'nın kitabında olduğu bahsedildiği gibi, cylonlar da sonsuz döngüye inanıyorlar. gerek hybrid gerek de humanoid modellerin bunu vurguladığını görüyoruz. şu ana dek gördüğümüz kadaryıla cylonların ibadethaneleri yok. tanrıları ile birebir ilişkileri olduğuna inanıyorlar. ayrıca onlara göre tanrı sevgidir. (meşhur "god is love" düsturu ile de birebir bağdaşıyor.)

başta number six olmak üzere çoğu cylon modeli tanrının zaman zaman onların bile anlayamayacağı özel bir planı olduğuna inanıyor. son beşlinin ortaya çıkışı ve diğer cylonlarla birleşmesini de bu planın bir parçası olarak gören six'in liderliğindeki ekip ateist ve rasyonel number one'ın liderliğindeki ekiple çatışmış ve sonucunda cylon iş savaşı çıkmıştı. bu çatışmanın sonucunda six'in ekibi insanlarla birleşerek the hub'ın yok olmasına sebep olmuş ve cylonlar ölümsüzlüğünü kaybetmişti.


cylonlar için sürekli bir enkarnasyon süreci mevcuttu. öldükleri anda bir başka bedene bilinçleri naklediliyordu. ancak diriliş anında ölümleriyle tekrar yüzleşmeleri acı vericiydi. nitekim kendi varoluşlarını anlamlı kılmak ve tanrının planını anlamak için - tabii son beşli ile buluşmak için de - ölümsüzlüklerini kendi elleriyle yok ettiler.

cylon dini ile ilgili en önemli detaylardan biri intiharın en ölümcül günah olması. bir cylon ne kadar acı çekerse çeksin intihar etmez, böyle durumlara düşen kimi modelin yanındakilere kendisini öldürmesi için yalvardığını görüyoruz.

ayrıca cylon modellerinin insan-cylon melezlerine büyük bir saygı ve sevgi gösterdiğini görebiliyoruz. onlara göre melezler tanrının planının en önemli parçasından biri, tanrının yeni neslinin tohumu. hera agathon ile özellikle number six, number eight ve number three arasında (ilk yedi modeldeki tüm dişiler) özel bir ilişki ve bağ mevcut. cylon modelleri içinde insanlara en yakın duran modelin number eight olduğunu da düşünürsek, sevgiyle yaratılmış ilk melezin annesinin kendisinin olması pek sürpriz değil.

monoteist cylonların çok tanrılı hatta paganik-şamanik inanç sistemine sahip insanların dinini küçümsemesi, new caprica'da onları değiştirmeyi denemeleri ve baskıcı tutumları, tarihin epey gerisindeki pagan-hristiyan geçişlerini anımsatıyor. kendini daha üstün bir ırk olarak gören cylonlar, insan ırkının kusurlarının farkında; hatta modellerin bir kısmı bu kusurlardan ötürü insanların tamamen yok edilmesini istiyor.

roma imparatorluğu devlet dinini hristiyanlık olarak belirledikten sonra barbar olarak ilan ettiği pek çok paganik toplumun üzerinde şiddet kullanmış, inançları ve yaşam biçimlerini değiştirmek üzere sert yaptırımlar uygulamıştı. sadece hristiyanlık değil tüm tek tanrılı dinler, çok tanrılı dinleri batıl ve kusurlu olarak görür. pek tabii putperest nitelendirmesi de yapılır. aynı düşünce yapısı dizide de karşımıza çıkıyor.

insan ırkının yok edilmesinde büyük payı bulunan, cylonlarla iş birliği yapan gaius baltar; tüm günahlarından arınma yolu olarak tek tanrı inancını bulmuş ve kendini tanrının insanlığa gönderilmiş elçisi olarak ilan etmişti. bu yöntem yapılan tüm doğrudan uzak, ölümcül ve çıkaran içeren davranışlarını aklamak için inancı gerekçe gösteren pek çok sahte peygamberinkiyle benzeşiyor. baltar, kendine ait bir kült yarattı; ancak işin en ilginci bir şekilde şifa gücünü kullanabilmesi oldu. bunun sebebini de umuyorum ki zamanla öğreneceğiz.

baltar'ın cylon ana gemisinde laura roslin'e yaptığını itiraf son derece düşündürücüdür. insan ırkının yok olmasına yardım ettiği için büyük suçluluk duyduğunu söyleyen baltar tek tanrı inancını benimseyince içindeki tüm suçluluk hissinin gittiğini ve bunun tanrının isteği olduğunu anladığını söylüyordu. bu da yapılan tüm hatalı davranışlara, ihmal sonucu olan kazalara, ölümlere kader, kısmet, tanrının isteği diye bahane üretip rahatlamanın çarpıcı bir örneği.


cylonların tek tanrısı ve insanların kıskanç tanrı diye adlandırdıkları varlık arasında da bağlantı olması muhtemel. insanların on iki tanrısı kobol lordlarından biri sonunda diğer tanrıların egemenliğini reddetmiş ve herkesin ona tapınması isteyerek uyumu bozmuştu. böylece kobol'da savaş çıkmıştı. beşler tapınağı adı anılmayan bu kıskanç tanrıya tapan beş rahibe adanmıştı. beş rahibin son beşli olduğu çok açık. ancak cylonların tek tanrısı insanların kobol lordlarından biri, son cylonun kendisi ya da zahiri ve semavi bir varlık mı umuyorum ki göreceğiz.


bir number three kopyası d'anna; kendisini tanrının seçilmişi olarak görüyordu. tanrının yüzü ve seçtiği beşlinin bir anlık görüntüsünü görmek için sürekli kendini öldürütüyordu. nitekim beşler tapınağında gerçekten de son beşliyi görmeyi başardı. oradaki enerjiye dayanamayıp öldükten sonra dirildiğinde ise bu bilginin yasak olmasından ötürü kutulandı. ancak cylon iç savaşı sonrası tekrar uyandırıldı ve bu en önemli bilgiyi taşıyan tek kişi o. evrendeki tek number three modeli kendisi olduğunu da düşünürsek açıkçası d'anna'nın sırrını açıklayamadan öleceğini düşünüyorum. ama elbette sonuncu bir şekilde ortaya çıkacak.

Hiç yorum yok: